Mustafa ÖZBAY


Kıdem Tazminatı Tavanı Adaletsizliği ve Tavanın Aşılması Yolu

Kıdem Tazminatı ve Tavanın Tavanı Adaletsizliği Aşılması Yolu

11:09:44 | 2021-07-10

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24, 25 ve 26. Maddelerinde, işçi veya işveren tarafından haklı nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda Kıdem Tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu maddelere göre hem işçi hem de işveren, belirli şartların gerçekleşmesi halinde Kıdem veya Kıdem ve İhbar Tazminatını talep ederek/ödeyerek iş akdini feshedebilir.

Bu şartları kısaca sayarsak;

İşçi açısından Tazminat hakkıyla iş sözleşmesini fesih şartları:

1. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 24. Maddesinde sayılan durumlar. İlgili maddede belirtilen durumların ana başlıkları şunlardır:

2. Sağlık sebepleri

3. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

1. Zorlayıcı sebepler.

2. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,

3. Yalnızca bayanlarda geçerli olmak şartıyla evlilik tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde iş yerinden ayrılmasıyla,

4. Emeklilik için yaşlar dışında kalan diğer şartları veya yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

5. İşçinin vefatı halinde varislerine,

Bu şartların varlığı durumunda işçi, tazminat hakkını belirten dilekçe ile işverene başvurması halinde Kıdem Tazminatını alarak iş akdini feshedilir.

İşverenin İşçiyi Tazminatlı olarak işten çıkarması şartları:

İşveren, 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında bir sebeple işçinin iş akdini feshederse Kıdem ve İhbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Bu madde işçinin Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Davranışlarını kapsamaktadır. Makale konumuz bu olmadığı için ayrıntılarına girmiyorum.

İşçiye ödenecek Kıdem Tazminat tutarı belirlenirken, her bir yıllık hizmet süresi için bir brüt ücret esas alınarak hesaplama yapılır. Küsuratlı süreler de yine orantısal olarak hesaplanır.

İşte tam da bu noktada makalemize konu olan durum ortaya çıkmaktadır.

Her ne kadar yukarıdaki açıklamada “her bir yıllık hizmet süresi için bir yıllık brüt ücret esas alınır” diye yaz sakta bunun bir tavan rakamı bulunmaktadır. Bu tavan tutarı Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçememektedir.

Bu rakam 2020 yılı Ocak-Haziran dönemi için 6.730,15 TL olarak hesaplanmıştır. Yani ücretli çalışan biri 20.000 TL maaş alsa bile alabileceği maksimum tazminat tutarı yıllık 6.730,15 TL’dir.

Kıdem Tazminatında Belirlenen Tavan Tutarı Büyük Bir ADALETSİZLİKTİR.

Hak kazanılan Kıdem tazminatının bir tavana tabi olması, özellikle şirketlerde orta ve üst düzey yöneticilik yapanlar ve yüksek maaş alanlar için büyük bir adaletsizliktir.

Aylık elli bin Türk lirası maaş alan bir üst düzey yöneticinin, on yıl hizmet ettiği bir firma tarafından iş akdinin feshedilmesi durumunda alacağı Kıdem Tazminatı tutarı sadece 67.301,50 TL’dir. Yani neredeyse bir aylık maaşı kadar.  Aynı yöneticinin sekreterinin de iş akdi feshedilirse onun da alacağı tutar bu kadar olmaktadır.  Yani Genel Müdür ve Sekreteri İş Kanunu hükümlerine göre aynı tutarda kıdem tazminatı alabilmektedir.

Bu durumda akla şu soru gelmektedir:

Kıdem Tazminat Tavanı Aşılabilir mi?

1475 Sayılı İş Kanunu’nda kıdem tazminatı tavanının üzerinde bir ödeme yapılması açıkça yasaklanmıştı. Bu kanuna göre öngörülen kıdem tazminatı tavanının üstünde bir ödeme yapılması için emir veya talimat veren veya bu yolda hareket eden özel veya kamu kurumu veya kuruluşların yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, müessese müdürü, muhasebe müdürü gibi yetkili sorumluları hakkında, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil etmediği takdirde altı aydan iki seneye kadar hapis ve ağır para cezasına hükmolunmaktaydı. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu ile 1475 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenen idari para cezaları yürürlükten kaldırıldığından, buna aykırı işlem yapılması halinde herhangi bir ceza uygulanması söz konusu olmayacaktır.

Ancak 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre de İşverenler tavan tutarın üzerindeki kısım için kıdem tazminatı ödenmeye zorlanamazlar.

Buna rağmen özel sektörde uygulamada bunun çözümü İş Sözleşmelerine ek bir madde konulmasıyla sağlanabilir. Eğer bir kişi firmada üst düzey yönetici olarak çalışacak ise iş sözleşmesine “Bu iş sözleşmesindeki kıdem tazminatı şartları 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında değildir. Bu sözleşmeye dayalı iş akdinin işveren tarafından feshedilmesi durumunda çalışana, bir yıllık hizmeti karşılığı ödenecek olan Kıdem Tazminatı tutarı, çalışanın bir aylık Brüt Ücreti tutarından az olamaz” maddesi eklenilmesi durumunda kıdem tazminatı tavanının aşılmasına imkân sağlanmış olur.

Burada dikkat edilmesi gereken iki kritik nokta bulunmaktadır.

Birincisi, Kıdem Tazminatı tavanının aşılabilmesi için mutlaka İş Sözleşmesine ilgili maddenin eklenmesi gerektiğidir. İkincisi ise kıdem tazminat tavanını aşan ödemelerin Gelir Vergisi ve SGK primlerine tabii olacağıdır.

Diğer taraftan iş sözleşmesinde ilgili madde bulunmasa dahi, çalışan ve işverenin karşılıklı uzlaşmasıyla da kıdem tazminat tavanı aşılabilmektedir. Ancak işverenin kabul etmemesi ve iş sözleşmesinde ilgili maddenin bulunmaması durumunda çalışanın görevi ne olursa olsun Kıdem Tazminat Tavanının aşılması konusunda baskı yapamaz

                                                                          




ETİKET :  mustafa özbay Kıdem Tazminatı Tavanı Adaletsizliği Tavanın Aşılması Yolu

Tümü