Sevgili Okurlar,
Belediyeler, bir kentin düzenli ve sağlıklı bir şekilde işlemesinden, halkın refah ve huzur içinde yaşamasını sağlamaktan sorumlu kamu kurumlarıdır. İster büyükşehir olsun, ister ilçe belediyesi, tüm belediyelerin temel amacı sorunlara çözüm üretmek, halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Ancak, yaşanan olumsuz örnekler zaman zaman belediyelerin bu misyonunu hatırlatmayı gerekli kılmaktadır...
Belediyelerin Görev ve Sorumlulukları
Belediyeler, şehirlerin altyapısını ve yaşam alanlarını düzenlemekle yükümlüdür. Bu görevlerin arasında;
İmar çalışmaları, şehri düzenli bir yapıya kavuşturmak,
Su ve kanalizasyon hizmetleri, temiz su dağıtımı ve atık suyun güvenli bir şekilde uzaklaştırılması,
Ulaşım hizmetleri, toplu taşıma ağlarını geliştirmek ve şehir içi yolların bakımını sağlamak,
Çevre temizliği, çöp toplama, sokakların temizliği ve halk sağlığını koruma,
Acil durum hizmetleri, itfaiye ve kurtarma çalışmalarını organize etmek,
Sosyal hizmetler, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, rehabilitasyon ve boş zaman değerlendirme imkanları yaratmak,
Esnaf denetimi, halkın sağlığını ve güvenliğini riske atmayacak ticari faaliyetlerin sürdürülmesini sağlamak yer alır...
Bu kapsamlı görevler, belediyelerin halkın günlük yaşamına doğrudan dokunan önemli unsurlar olduğunu açıkça ortaya koymaktadır...
Ortaca’da Su Baskınları: Bir Yönetim Zaafiyeti Mi?
Muğla’nın Ortaca ilçesi, son günlerde yoğun yağışların etkisiyle su baskınlarıyla mücadele etmektedir. Köyler ve mahalleler adeta su altında kalmış, vatandaşlar çaresizlik içinde belediyeden yardım beklemektedir. Doğal afetlerin öngörülemeyen etkileri olabilir, ancak belediyelerin bu gibi durumlara karşı önceden hazırlıklı olması bir zorunluluktur...
“Olmuyor, yapamıyoruz, yetişemiyoruz” gibi açıklamalarla halkın mağduriyetini görmezden gelmek belediyecilik anlayışına ters düşmektedir. Belediyeler, vatandaşlarının yaşam kalitesini korumak için tüm varlıklarını seferber etmek zorundadır. Aksi takdirde, halkın belediye başkanlarına duyduğu güven sarsılır ve “Bu makamda neden oturuyorsunuz?” sorusuyla karşı karşıya kalırlar...
Ortaca’daki su baskınları, belediyelerin kriz yönetimi becerilerinin yetersiz olduğunu açıkça göstermiştir. Bu durum, yalnızca mevcut yönetimin değil, aynı zamanda büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliğinin de bir göstergesidir...
Çözüm Üretmek İçin Çaba Gerekir
Belediyeler, halkın mağduriyetini gidermek için proaktif bir yaklaşım benimsemelidir. Sorunları çözmek için yapılması gerekenler şunlardır:
1. Kriz Yönetim Planları: Yağış gibi doğal afetlere karşı erken uyarı sistemleri ve acil durum müdahale planları oluşturulmalıdır...
2. Altyapı Yatırımları: Kanalizasyon ve yağmur suyu tahliye sistemleri modernize edilmeli, olası afetlere dayanıklı hale getirilmelidir...
3. Koordinasyon: Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasında güçlü bir işbirliği kurulmalıdır...
4. Halkla İletişim: Vatandaşın şikayetlerine hızlı ve etkin bir şekilde cevap verilmeli, sorunlar zamanında çözüme kavuşturulmalıdır...
Belediye başkanları, vatandaşların sorunlarını çözmek için seçilmiş kamu görevlileridir. Bu nedenle, makamlarını vatandaşın hizmetine adamalı, sorunlara çözüm üretmek için gayret göstermelidir...
Hizmet Bekleyen Halkın Sesi Olun
Muğla il sınırlarında, gerek büyükşehir gerekse ilçe belediyelerinin ortak amacı, vatandaşların huzurlu ve güvenli bir yaşam sürmesini sağlamak olmalıdır. Vatandaş, “benim sesim olun” diyerek bu görevi belediye başkanlarına emanet etmiştir. Ortaca’daki su baskınları, halkın çaresiz bekleyişini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu sorun, yalnızca bir doğal afet değil, çözüm üretme kapasitesine dair ciddi bir sınavdır...
Belediyecilik; sorunlardan kaçmayı değil, çözümleri üretmeyi gerektirir. Koltuklar, sadece makam sahiplerinin oturması için değil, vatandaşların refahını sağlamak için vardır. Belediye yönetimlerinin, sıcak odalarda oturup olayları seyretme lüksü yoktur...
Vatandaş hizmet bekliyor, belediyeler harekete geçmeli!
Saygılarımla
Gazeteci / Ali ERTURAN
gazetecialierturan@gmail.com