Bu cinayetler, toplumun her kesimini derinden etkilerken, birçok kadın hakları savunucusu ve akademisyen, bu durumun sosyal, kültürel, ekonomik ve yasal nedenlerini inceliyor. Son on yılda kadın cinayetlerindeki artışın nedenlerini veriler ışığında değerlendirelim, sorunun derin kökenlerini ve çözüm önerilerini bakalım...
Son On Yılın Verileriyle Kadın Cinayetlerinin Durumu
Kadın cinayetleri verileri, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve şiddet eğilimlerinin vahametini gözler önüne seriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu raporlarına göre, 2013 yılında 237 olan kadın cinayeti sayısı, 2023’e gelindiğinde 438 kadın cinayeti işlendi, 135’i şüpheli ölüm, 303 ‘ü cinayet olarak kayıtlara geçmiş. Bu veriler, kadına yönelik şiddetin hız kesmeden arttığını ve kadınların güvenliğinin hala tehlikede olduğunu gösteriyor...
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri de kadın cinayetlerinin çoğunlukla ev içi şiddet ve aile içindeki eşitsiz güç dengelerinden kaynaklandığını belirtiyor. Bu cinayetlerin çoğunda, faillerin eş, eski eş veya partner olması dikkat çekiyor. TÜİK 2021 yılı verileri, kadın cinayetlerinin %82’sinin faillerinin mağdurların en yakınındaki erkekler olduğunu ortaya koyuyor...
Bu durum, kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel bir suç değil, aynı zamanda yapısal bir sorun olduğunu gösteriyor...
Nedenleri Derinlemesini İnceleyelim
- 1. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Kültürel Normlar Türkiye’de kadın cinayetlerinin arkasındaki temel nedenlerden biri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin köklü bir sorun olarak varlığını sürdürmesidir. Kadınların eğitim ve iş hayatındaki fırsatlarının kısıtlanması, toplumun kadın ve erkek rollerine dair kalıplaşmış algıları bu sorunu körüklüyor. Sabancı Üniversitesi’nin 2022 yılı raporuna göre, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %34’te kalırken, erkeklerde bu oran %71 olduğunu görüyoruz...
- 2. Kadınların ekonomik bağımsızlığının düşük olması, onları şiddet karşısında savunmasız bırakabiliyor. Yasal eksiklikler ve uygulama sorunları Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli yasal düzenlemeler yapılmış olsa da, bu yasaların etkin şekilde uygulanmasında eksiklikler bulunuyor. İstanbul Sözleşmesi'nden 2021 yılında çekilmenin ardından, bu sözleşmenin sağladığı koruma mekanizmalarının eksikliğini hissediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi, kadın cinayetlerinde caydırıcılığın azalmasına ve hukuki koruma mekanizmalarının zayıflamasına neden oldu...
- 3. Ekonomik ve Sosyal Faktörler Kadın cinayetlerinin arkasındaki bir diğer önemli neden ise ekonomik ve sosyal sorunlardır. İşsizlik, düşük eğitim seviyeleri, yoksulluk gibi faktörler, erkeklerde agresyonu ve şiddet eğilimini artırabiliyor. 2022 TÜİK verilerine göre, işsizlik oranlarının artmasıyla birlikte şiddet vakalarında da artış yaşandığı gözlemlendi. Ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk, özellikle aile içindeki erkekleri saldırganlaştırarak kadınları tehlikeye sokuyor...
- 4. Politika ve Yasal Düzenlemelerin Etkileri Kadın cinayetleriyle mücadelede devletin uyguladığı politikalar ve yasal düzenlemelerin de gözden geçirilmesi gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından yerine önerilen yeni yasal düzenlemeler yeterince güçlü bir koruma sağlamamış durumda. Bu boşluğu doldurmak adına, Türkiye’de yeniden caydırıcı bir şiddetle mücadele yasasının yürürlüğe girmesi gerektiği sıklıkla dile getiriliyor. Uluslararası Af Örgütü'nün 2023 raporu, kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye’nin yeterli adımı atmadığını ve mevcut yasaların kadınları korumada etkisiz kaldığını belirtiyor...
- 5. Yargı sistemindeki ceza indirimleri ve faillere tanınan bazı haklar da caydırıcılığı azaltıyor. Bu nedenle, adalet sisteminde caydırıcı ve kapsamlı reformlar yapılması büyük önem taşıyor...
Genel anlamda baktığımız ne olması gerekiyor, Türkiye’de kadın cinayetlerinin hızla artmasının ardında çok boyutlu ve karmaşık nedenler olsa bile genel taslakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılması, eğitim düzeyinin yükseltilmesi, kadınların ekonomik bağımsızlıklarının desteklenmesi ve güçlü bir hukuki yapının oluşturulmasıyla bu sorunun bir nebze olsun düzeleceği kanısındayım... Sevgilerimle
Ali ERTURAN
gazetecialierturan@gmail.com