Başbakan Binali Yıldırım’ın hatırladığım kadarıyla, henüz bu görevdeki ilk günleriydi. Büyük bir teşvik paketini açıklıyordu. Kendisine verilen dokümanları açıkladıktan sonra Maliye Bakanına döndü ve “Sayın Bakan bu teşvik paketlerini açıklıyoruz da, gerçekten verelim bu teşvikleri, sözde kalmasın, vermek için uğraşalım vermemek için değil” demişti.
Bu sözleri duyduğumda “evet” dedim; işte idealist ve olması gereken pratikte bir başbakan. Çünkü yıllarca teşvik paketleri açıklanır ancak iş uygulamaya gelince “hamarat bürokratlar” tarafından öyle güzel (!) bir teşvik mevzuatı hazırlanırdı ki sistemi çözüp teşvike başvurmak büyük bir başarı olarak görünürdü.
Bu konuşma ile bu sorunun artık çözüleceğini düşünmüştüm. Ama nerdeeee ?
Gerek Cumhurbaşkanımız Erdoğan, gerek ise Başbakanımız özel sektör teşvikleri konusunda son derece duyarlı hareket etmektedirler. Ancak bürokratlar için hala bunu söylemek mümkün değil!?
Her zaman şunu söylerim: Bir Maliye Bakanı asla devlet memurluğundan gelen bir kişi olmamalı. Üretimden, sanayiden, iş hayatından gelmeli. Tıpkı Kemal Unakıtan gibi… Özel sektör ve pratik tecrübesi olan. Aksi olursa ne mi olur?
“İyi gününde vergisini ödeyen mükellefe kötü gününde vergi teşviki vereceğiz” der.
Tıpkı şimdiki bakanımız Naci Ağbal gibi.
Hâlbuki teoriden değil de pratikten gelmiş olsaydı “firmalarımıza iyi günlerinde destek olalım, teşvik verelim ki zor duruma düşmesinler” derdi.
Fıkra gibi olanı ise istihdam teşvikleri
Diyorlar ki sen istihdamını artır, ben sana teşvikli personel vereyim. İyi de istihdamımı artırmam için üretimimi artırmalıyım, aksi takdirde ben nasıl ek eleman alabilirim? Hadi aldım elemanı. Ben bu elemanı ne yapayım? Nerede çalıştırayım?
Maliye Bakanı biraz olsun tecrübe kazanmış veya yaptığı saçma sapan açıklamanın vahametini anlamış olacak ki 2018 yılı için vergi indirimi teşviki uygulamaya koymuş.
Beyannamelerini zamanında veren, vergisini zamanında ödeyen mükellefler ödeyecekleri verginin %5 i kadar indirim hakkı veriyor.
“Oh be” dedi işveren ve sevindi.
Yüzde beş, yüzde beştir. Buna da şükür. İşte böyle olmalı teşvik sistemi! Sade, basit anlaşılır ve gerçek üreticiye verilmeli!
Gerçi Maliye Bakanı Maliye kökenli olduğu için (ben deniz de Maliye mezunu olduğum için) yine içimizde bir şüphe belirdi. Maliyeci “Kazı yolunduğunu hissettirmeden yolan kişidir.”
Hele bir inceleyelim şu mevzuatı dedik.
İlk göze çarpan hesaplanan kurumlar vergisinde %5 olan indirime 1.000.000 TL gibi bir üst limit koymaları oldu. Yani hesaplanan %5’lik teşvik 1.000.000 TL üzerinde çıkıyorsa sadece 1.000.000 TL indirim yapabiliyorsunuz.
Olsun, buna da şükür! Ancak oda ne? Birinci gol geldi! Hem de hiç beklenmedik yerden.
Mevzuat diyor ki “indirim yıllık beyannamede hesaplanan gelir veya kurumlar vergisi miktarı üzerinden hesaplanacaktır.” Yani geçici vergi dönemlerinde bu indirimden faydalanamayacaksınız. 2018 yılı indiriminden ancak 2019 yılı Nisan ayındaki Kurumlar Vergisi Beyannamesinden indirim yoluyla faydalanabileceksiniz.
Buna da şükür desek mi? Biraz moral bozukluğuyla…
Çünkü firmalar geçici vergi dönemlerinde ödeyecekler vergileri peşin ödedikleri için Kurumlar Vergisi döneminde genelde ödenecek bir vergi çıkmaz. (Yıllara sari inşaat işleri hariç)
O zaman ne olacak?
Mevzuat bunu da açıkladı: Eğer %5’lik indirimi yapamazsan bunu 2019 yılı vergi borçlarına mahsup edersin. Yani 2018 yılı Mayıs ayında ödediğin teşviksiz yüzde beş geçici vergiyi, 2019 yılı Mayıs ayında geri alabileceksin.
Bir nevi sen önce vergini öde, en az bir sene sonra bana ödeyeceğin vergi borcundan düşersin.
Biz de çok nankörüz canım! Ha 2018, ha 2019…
Devlet nihayetinde şirkete 1.000.000 TL avantaj sağlıyor. Bu da iyi bir şey…
Ancak atlattığımız bir şey var.
Bak bunu biz unuttuk. Ama Maliye Bakanım da unutmuştur (!)
2018 yılı Kurumlar Vergisi oranı artırılmamış mıydı? Yüzde 20 den Yüzde 22 ye çıkarılmamış mıydı? Yani yüzde 10 zam yapılmamış mıydı? Hem de ilk geçici vergi dönemlerinde uygulanmak üzere.
Eeeee! Şimdi ne oldu?
Maliye Bakanım önce bindirim, sonra indirim mi yapmış oldu?
Hele bir hesap yapalım bakalım, yeni sistemde ne kadar indirim kazandık?
Firmanın 10 milyon kar elde ettiğini düşünelim. Teşviksiz sisteme göre %20 kurumlar vergisi oranından 2.000.000 vergi ödeyecekti.
Yeni teşvikli sisteme göre ise bakalım: 10 milyonun yüzde 22’si oranından ve yüzde 5 teşvikle 2.090.000 TL vergi çıkıyor.
Ulaaannnn! Bir Trabzonlu olarak böyle fıkra hayatımda duymadım. Bunu bizim Temel yapsa inanın dünya fıkra tarihine geçer.
Size yüzde 5 vergi indirimi sağlıyorum deyip te % 4,5 vergi bindirimi yapmayı başaran
Maliye Bakanını kutlamak lazım. Maliye yine şaşırtmamış “Kazı hissettirmeden yolmayı başarmış.” Başbakanımız Binali Yıldırım beye de sunumunu yapmıştır: Sayın
Başbakanım sanayiciye, üreticiye en az 3 milyar destek sağlayacağız bu şekilde…
Ardından Kaza dönmüştür: Nasılda yoldum yine çaktırmadan. Sen ne kadar da saf bir Kazsın!