Star Haber I Haber Merkezi - Geçtiğimiz günlerde ABD'nin New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bilim insanları, bebeklerin dışkılarındaki mikropartikül plastik miktarının yetişkinlerinkinden 10 kat daha yüksek olduğunu gösteren bir araştırma yayınlamıştı.
Bu gelişmeden yalnızca birkaç gün sonra Hollanda'daki Utrecht Üniversitesi bilim insanları plastiklerin bebek ve çocuk sağlığına etkisiyle ilgili yeni bir araştırma yayımladı.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da düzenlenen Plastik Sağlığı Zirvesi'nde araştırma sonuçlarını kamuyla paylaşan bilim insanı Hanna Dusza, mikro boyutlardaki plastiklerin ana rahmindeki bebekleri etkilediğini, bir sis damlası boyutundaki polistirenlerin dahi (plastik köpük) plasentanın (anne ile bebek arasındaki besin alışverişi sağlayan geçici organ) içerisine girebildiğini söyledi.
Dusca ayrıca diş macunu, şampuan ve tablet ilaçların dahi içerisinde 5 milimetreden küçük plastik parçalara rastlandığını ve bunların cenin sağlığını olumsuz etkilediğini kaydetti.
Araştırmanın en dikkat çeken yanlarından biriyse plastik parçalarının bebek için zararlı olabilecek diğer kimyasal maddeleri de ana rahmine taşıyabildiği gerçeği.
Araştırmaya göre anne rahmindeki bebeklerin çevreyi tehlikeli bir şekilde kirleten PCB bazlı (bir tür yumuşak plastik) kimyasal maddelerden de etkilendiği belirtiliyor. Uzun yıllar boyunca birçok alanda kullanılan PCB bazlı plastik ürünlerin canlılarda gen değişimine ve zehirlenmelere sebep olduğu biliniyor.
Hayvanlarda ve insanlarda kanser oluşumuna neden olan PCB bazlı plastiklerin kullanımı 80'li yıllarda Avrupa'da yasaklanmıştı.
Plasenta anne karnındaki ceninin büyümesi için gerekli oksijen ve gıdaları alabilmesi için oluşan geçici organ olarak tanımlanabilir. Rahimdeki bebekler göbek bağıyla annenin dış dünyada soluduğu havadan, yeyip içtiği gıda maddelerinden dolaylı şekilde etkileniyor.
Bilim insanı Hanna Dusza, yakın zamanda yaptıkları araştırmalarda mikro plastiklerin plasenta hücrelerine girdiğini ve bu durumun da annenin hormonlarını olumsuz etkileyerek bebeğe de zarar verdiğini söyledi. Dusza ayrıca kimyasal maddelerin anne karnında bebeğin içinde bulunduğu sıvı olan amniyon içerisindeki endokrin (hormon) dengesine nasıl etki ettiğine dair araştırmalarının sürdüğünü ifade etti.
Plastik Çorba Vakfı tarafından düzenlenen Hollanda'daki Plastik Sağlığı Zirvesi'nde Washington Elayet Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Patricia Hunt da konuşma yaptı.
Dr. Hunt 90'lı yıllarda fareler üzerinde yaptığı deneylerde BPA (pet şişelerin yapıldığı sert plastik) maddesinin etkilerini araştırmıştı. Dr. Hunt konuşmasında mikroplastiklerin canlılardaki hormon dengesine zarar verdiğini ve hamile farelerdeki deneylerde bu tarz kimyasalların cenine geçtiğini söyledi.
Dr. Hunt, "Plastik kimyasallar sadece kısırlığa yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecek nesilleri de tehdit ediyor. Bu kimyasallar kalıcı etkilere sahip değiller ancak fazla zamanımız yok. Bu araştırmaların sonuçlarına inanmalı ve ona göre tedbirimizi almalıyız." diye konuştu.
Mikro plastiklerin sağlığa olan zararları bilinse de birçok bebek, yetişme döneminde bu tarz kimyasallarla yapılan ürünlere maruz kalıyor.
Dünyadaki plastik kirliliği öyle riskli boyutlara vardı ki okyanuslarda avlanan kabuklu deniz canlılarından, kutuplarda yağan kara, içtiğimiz meyve sularından yediğimiz ekmeklere kadar birçok yerde plastik kalıntılarına rastlamak mümkün.
Bu sebeple yapmamız gereken ilk şey evlerimizde plastikten yapılan yeme içme kaplarını, ve polyester malzeme içeren giyim eşyalarından kurtulmak. Zira çamaşır makinenizin filtresini kontrol ettiğinizde, plastik parçalarına rastlamanız muhtemel.
Bunun yanında tek kullanımlık plastik bardak, tabak, şişe, plastikten yapılan çay poşetleri, plastikle kaplanmış hazır gıdalardan da bir an önce kurtulmanız gerekiyor. Bu ürünler ayrıca çevreye en çok zarar veren ve plastik kirliğine yol açan maddelerin başında geliyor.
Dublin Trinity Yüksekokulu'na göre hayatımızda terk etmemiz gereken ilk şey plastikten yapılma elektrikli su ısıtıcıları (kettle). Bunun yerine metal ve ısıya dayanıklı camdan yapılan su ısıcıları tercih edilmeli ve plastik kettle'larda ısıtılan sular bebeklerin mama kaplarını temizlerken asla kullanılmamalı.