Türkiye'yi üzüntüye boğan orman yangınları nedeniyle çeşitli yardım kampanyaları başlatıldı. Bunlar içerisinde fidan bağışına yönelik kampanyalar kamuoyunda tartışmalara neden oldu.
Artvin Çoruh Üniversitesi'nden Ekolog Profesör Doktor Aydın Tüfekçioğlu, yangınlar sonrası ekolojik hayatın nasıl korunması gerektiğine ilişkin Euronews Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
euronews: Türkiye ile birlikte Yunanistan ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde de orman yangınlarında artış yaşandığı görüldü. İklim değişikliğinin bu yangınlarda nasıl bir payı var?
Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu: "Sayıdaki artışın ne kadarı iklim değişikliğinden ne kadarı doğal sıcaklıktan kaynaklı elimizde bir çalışma yok ancak muhakkak ki etkili. İklim değişikliğinin aşırı sıcaklıkları artırıcı etkisi olacağını, yağışları azaltacağını bekliyorduk, özellikle Akdeniz bölgesinde yağışlarda yüzde 20 ila 30 oranında azalma, sıcaklıklarda da 2 ila 4 derece artış bekliyorduk. Bunun aşırı sıcaklıklara yansıması da 5 ila 10 dereceyi buluyor. Dolayısıyla bu bölgedeki yangınlarda artış bekliyorduk, bu bilim insanlarının da ortak kanısıdır. Ancak iklim değişikliğinin etki oranını bilmemiz için elimizde veri olması lazım ancak henüz kesin veriler yok."
euronews: Yangınlar sonrası doğal hayat nasıl korunmalı? Orman yangınlarını önlemek için ne gibi tedbirler alınabilir?
Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu: "Bundan sonraki süreçte özellikle köylerde olsun kasabalarda olsun ciddi riskli bölgelerde tampon alanlar oluşturup özellikle bu köyleri kasabaları yangınlardan koruma amaçlı önlemler almamız gerekiyor. Belki bu aralarda köy ile ormanın arasında yanmaya dayalı bazı yapraklı türler var Akdeniz bölgesinde yetişen, meşe türleri var, keçiboynuzu var, zeytin var, yine maki elemanı olan yanması biraz daha düşük olan türlerle tampon bölgeler oluşturmamız gerekiyor.
Bu bölgelerde ormanda bakım yapmamız gerekiyor ki özellikle ölü örtü ayrışsın. Bu şekilde ormanda yanmayı biraz daha geciktirebiliyoruz. Bakım yaptığımız zaman orman yanmaya karşı daha dayanıklı oluyor. Örneğin kızılçam örtü yangını dediğimiz yüzeyde olan yangınlarda zarar görmez, kabuğu kalındır, yangına karşı adaptasyonu olan bir türdür, Akdeniz bölgesinin türüdür. Bu tür önlemler aldığımız zaman yangının büyümeden bir örtü yangını şeklinde kalmasına da yardımcı oluyoruz. Bakım burada çok önemli."
euronews: Bazı uzmanlar yanan ormanların yaşlı doğal ormanlar olduğunu ve fidan dikmenin aynı sonucu vermeyeceğini söylüyor. Yangınlardan zarar gören ormanlarda ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı mı? Fidan dikimi ekolojik hayat açısından ne gibi riskler oluşturur?
Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu: "Akdeniz'de doğal yaşlı ormanlarımız yok. Akdeniz'deki ormanlar müdahale görmüş ormanlardır. Doğal yaşlı ormanlar Türkiye'de Doğu Karadeniz'de ulaşılması zor noktalarda kalmıştır. Ancak tohumdan gelen ormanlar daha dayanıklıdır, biyolojik çeşitliliği daha yüksektir.
Ağaçlandırmayla oluşturulan ormanlar ilerideki risklere, böcek zararına olsun, kuraklığa olsun tohumdan gelen kadar dayanıklı olmaz. Ağaçlandırmada siz seçiyorsunuz, tohumdan gelende ise doğa orada en iyi olanı seçiyor. Ağaçlandırmada siz hepsini fidana dönüştürüyorsunuz ancak tohumdan geldiği zaman, doğal geldiği zaman bazı zayıf bireyler eleniyor. Bu nedenle tohumdan gelmesi ekolojik açıdan daha sağlıklıdır, daha tercih edilir. Yanan sahalarda tohumdan kızılçam veya diğer türler gelmemişse Orman Genel Müdürlüğü kasım, aralık, ocak aylarında, bunlar Akdeniz bölgesinde dikim aylarıdır, o bölgeleri yasa gereği ağaçlandırmak zorundadır."