İşyeri hekimleri için emsal meslek hastalığı kararı
Pandeminin başından bu yana ön saflarda yer alan sağlık çalışanları, Covid-19’un meslek hastalığı olarak tanınmasıyla ilgili sorunların devam ettiğini belirtiyor.
Star Haber I Haber Merkezi - Covid-19, Sağlık Bakanlığı’nın 18 Aralık 2020 tarihinde yayımladığı genelgeye göre illiyet yani nedensellik bağı bulunması koşuluyla meslek hastalığı olarak kabul ediliyor. Buna göre sağlık çalışanlarının, virüse mesleklerini icra ederken yakalandıklarının ispat edilmesi gerekiyor. Ancak illiyet bağının tespit edilmesindeki zorluklar ve belirsizlikler nedeniyle çok sayıda sağlık çalışanı için yapılan başvuru reddediliyor.
"Meslek hastalığı" kararı verilmesinde sorun yaşayan gruplardan biri de işyeri hekimleri. Doğrudan Covid-19’un teşhisinde ve tedavisinde yer almadıkları gerekçesiyle işyeri hekimlerinin "meslek hastalığı" tanımı almasında zorluk yaşanıyor.
İstanbul’da işyeri hekimliği yapan Dr. İlhan Doğan, geçtiğimiz yılın Aralık ayında Covid-19’a yakalanarak hayatını kaybetti. İstanbul Tabip Odası, Dr. Doğan’ın ailesi adına Şubat ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) başvurdu. SGK’nın İTO’ya tebliğ ettiği kararla, Dr. Doğan’ın vefatı, "meslek hastalığı" olarak tanımlandı. Bu yanıyla bir ilk olan karar, diğer işyeri hekimleri için emsal niteliği taşıyor.
Başvuru sürecini yürüten avukat Hazal Pekşen, "meslek hastalığı" kararının SGK tarafından doğrudan alınmadığına dikkat çekerek, "Ancak ailelerin bireysel başvuru ve çabalarıyla mümkün olabiliyor" diyor.
Dr. Doğan’ın hastalığı mesleğini icra ettiği sırada kaptığını ispatlamak zorunda kaldıklarını anlatan avukat Hazal Pekşen, süreci şöyle anlatıyor: "Dr. İlhan Doğan’ın ailesi adına yaptığımız başvuruda, çalıştığı işyerinde kendisinden birkaç gün önce iş güvenliği uzmanının bu tanıyı aldığını ve yine bir hafta önce muayene ettiği işçiler arasında bu tanıyı alanların varlığını ispatlamamız gerekti. Bu ispatı yaparak da meslek hastalığı kararını almayı başarabildik."
"İlliyet bağı aranması infial yaratıyor"
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, meslek hastalığı statüsü için illiyet bağı aranması koşulunun sağlık çalışanları arasında infial yarattığını ifade ediyor:
"Toplumdan daha fazla maruziyetleri var. Daha fazla hastalığa yakalanıp daha fazla ölüyorlar. Basitçe halledilebilecek bir konuyu yokuşa sürmeleri hekimlerin moralini bozuyor. Emekliliği gelen emekli oluyor, istifa şansı olan istifa ediyor, genç hekimlerinse büyük oranda yurt dışında çalışmak için girişimlerde bulunduğunu görüyoruz."
Prof. Dr. Küçükosmanoğlu, görev başındaki tüm sağlık çalışanlarını kapsayan bir düzenleme yapılması gerektiği görüşünde:
"Sağlık Bakanlığı bu işleri kolaylaştıracağım dedi ama biz kolaylaşmadığını gördük. İlhan Doğan arkadaşımızda da bunu yaşadık. Meslektaşımızın bu hastalığa yakalanmasıyla mesleği uygulaması arasında bir bağ olduğu kabul edildi. En azından bir yol alınmış oldu. Tabii bizim istediğimiz bir yasa çıkarılması ve bunun daha da kolaylaştırılması. Meslektaşlarımız bunun peşini bırakmasın. Herkesin kişisel olarak başvurması ve bu kararı aldırması gerekiyor."
"Meslek hastalığı" statüsü neden önemli?
İş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilen Covid-19 vakalarında sağlık giderlerinin tamamı SGK tarafından karşılanıyor. İş göremezlik durumunda tazminat ödeniyor, vefat eden sağlık çalışanlarının yakınlarına ise maaş bağlanıyor.
Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) ve meslek odalarının da içinde bulunduğu sivil toplum örgütleri, Covid-19'un meslek hastalığı olarak tanımlandığı bir yasa çıkarılmasını istiyor. Sağlık çalışanlarının özlük hakları ve halkın sağlık hakkı için 23 Kasım’da Ankara’ya "Beyaz Yürüyüş" düzenlemeyi planlayan TTB'nin gündem maddeleri arasında meslek hastalığı yasası da yer alıyor.
Aynur Tekin
© Deutsche Welle Türkçe