Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) aşı ile ilgili önemli açıklama
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Covid-19'un varyantlarına karşı takviye aşıların gerekli olmadığını açıkladı.
İSTANBUL (Star Haber) - Ünlü bilim dergilerinden The Lancet'te yayınlanan ve DSÖ'ye bağlı araştırmacıların da katıldığı çalışmaya göre, Covid-19'un daha şiddetli çeşitlerine karşı iki doz aşının yeterli olduğu belirtildi.
Çalışmanın baş yazarlarından ve DSÖ araştırmacılarından Ana-Maria Henao-Restrepo, hali hazırdaki tüm çalışmaların Covid-19'un tüm çeşitlerine karşı aşıların etkili olduğunu gösterdiğini, bu sebeple de aşıların pandeminin sonlanmasını hızlandırmak için öncelikle tüm dünyada yapılması gerektiğini ifade etti.
Özellikle Delta varyantının ortaya çıkmasının ardından bazı ülkeler toplumun belirli kesimine üçüncü doz (takviye doz) aşı uygulamasına geçmişti. Bu durum karşısında endişelerini dile getiren Dünya Sağlık Örgütü ise tekrar aşılama yerine gelişmemiş ülkelerde milyonlarca kişinin ilk aşısını olmasının önemine dikkati çekmişti.
Fransa gibi birçok ülke bağışıklık sistemi zayıf olan halkın yaşlı kesimine üçüncü doz aşı yapılmasına başladı. İsrail'de ise 12 yaşından büyüklere ikinci dozun üzerinden beş ay geçmesi durumunda üçüncü doz aşı yapılması yönünde karar alındı.
Lancet'in araştırmasının vardığı sonuca göre varyantlar aşıların sağladığı bağışıklığı aşacak kadar gelişmiş durumda değil.
Çalışmanın yazarları varyantların bu bağışıklığı aşması durumunda üçüncü doz aşılar yerine bu varyantlara karşı hazırlanmış aşı çeşitlerinin kullanılmasının daha doğru olduğunu belirtiyor.
Tedros: Sene sonuna kadar her ülkede nüfusun yüzde 10'unun aşılanmasını hedefliyoruz
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da sene sonuna ülkelere ek doz aşı yapmamaları çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler'e bağlı örgüt, ay sonuna kadar her ülkenin nüfusunun en az yüzde 10'unu, sene sonuna kadar da en az yüzde 40'ını aşılamasını hedefliyor. Gelecek senenin ortasına kadar bu oranın ise yüzde 70'e ulaşması planlanıyor. Bununla birlikte Tedros yüzde 10'luk hedefe düşük gelirli bir ülkenin bile henüz ulaşamadığının altını çiziyor.